Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan, 21 Ekim 2022 Cuma günü tüm camiilerde okunacak Cuma hutbesinin konusu muhakkak oldu. Bu hafta Cuma namazında okunacak hutbenin konusu, ‘Komşuluk hukuku’ olacak. İşte 21 Ekim cuma namazında okunacak hutbenin tamamı…
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede aziz Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya, akrabaya, yetimlere, fakirlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara düzgün davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.” (1)
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Komşusu şerrinden emin olmayan kimse cennete giremez.” (2)
Aziz Müminler!
Allah Teala, bizleri doğumdan vefata kadar beşerlerle iç içe yaşamak üzere yarattı. Bu hayatta kimi vakit ezaya düşer, hüzne kapılırız; kimi vakit da yeterliliklere nail olur, sevinç kaplar dört bir yanımızı. İşte bu türlü anlarda etrafımızda hislerimizi paylaşacak beşerler arar gözlerimiz. Ana babamız, eş ve çocuklarımız, hısım ve akrabalarımız kadar komşularımızın da yanı başımızda olmalarını arzularız. Komşuluk, yalnızca ortak kullanım alanlarına sahip olmak değildir. Komşuluk, duvarların birbirine yaslanmasından fazla gönüllerin birbirine kaynaşması demektir. Yeterli bir komşu aramadan evvel uygun komşu olabilmek demektir. Komşuluk, saygılı ve paylaşımcı, fedakar ve hassas olabilmektir. Komşularımıza eziyet etmemek, gurur ve haysiyetlerine, namus ve iffetlerine lisan uzatmamaktır. Peygamber Efendimiz (sas) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: ومن كان يؤمن بالله واليوم الآخر، فليُكرِمْ جاره “Allah’a ve ahiret gününe iman eden, komşusunu rahatsız etmesin!” (3) Bu ve gibisi hadisler, kamil bir mümin olmanın yolunun, komşularımızla ilgilerimizi düzgün tutmaktan geçtiğini belirtmektedir.
Maalesef, çok dünyevileşme, kişisellik ve bencillik, komşuluk bağlarımızı gün geçtikçe zayıflatmaktadır. Meğer Allah Resûlü (sas)’in açıktır çok uyarısı أَحْسِنْ إِلَى جَارِكَ تَكُنْ مُؤْمِنًا “Komşuna düzgünlük yap ki mümin olasın.”(4) Pekala, müminler olarak bizler, gönüllerimizi birbirine komşu kılabiliyor muyuz? Kendimiz için istediğimizi komşumuz için de isteyebiliyor muyuz? Komşularımızın maddi ve manevi gereksinimlerine katkıda bulunabilmek için dini, ahlaki ve insani sorumluluklarımızı yerine getirebiliyor muyuz?
Saygıdeğer Müminler!
Komşuluk hakkının neler olduğunu soran bir şahsa, Resûl-i Ekrem (sas) şöyle yanıt vermiştir: “Hastalandığında ziyaret etmen, öldüğünde cenazesine katılman, borç istediğinde vermen, muhtaç olduğunda gereksinimini karşılaman, iyi işlerini tebrik etmen, musibet anında sabrı tavsiye etmendir.”5 O halde, komşularımıza karşı sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunun farkında olalım. Komşuluk hukukunu ayakta tutalım. Gönül sofralarımızı birbirimize açalım, muhabbet ve samimiyeti ortak kılalım. Allah’ın selamını birbirimizden esirgemeyelim. Komşuluk ilgilerine ziyan verecek her türlü yanlış telaffuz ve davranıştan kaçınalım. Sabır ve tahammülü elden bırakmayalım. Unutmayalım ki, Allah katında komşuların en güzeli, komşusuna karşı en hoş davranandır. (6)

Aziz Müslümanlar!
Geçen hafta ülke olarak büyük bir acı yaşadık. Bartın Amasra’da maden ocağında meydana gelen patlamada kırk bir kardeşimiz ortamızdan ayrıldı. Ahirete irtihal eden kardeşlerimize Şanlı Rabbimden rahmet, geride kalan aile efradına ve aziz milletimize sabırlar diliyorum. Cenâb-ı Hak, yaralı kardeşlerimize acil şifalar ihsan eylesin. Bizlere bir daha bu türlü acılar yaşatmasın.
1 Nisâ, 4/36.
2 Müslim, Îmân, 73.
3 Buhârî, Rikâk, 23.
4 Tirmizî, Zühd, 2.
5 Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, XIX, 419.
6 Tirmizî, Birr, 28.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü